Google EAT Kriterlerine Göre Başarılı Bir İçerik Nasıl Hazırlanır?

İçindekiler

Başarı için oyunu kurallarına göre oynamak gerekliliği, oyunu yaratanın kriterlerini de takip etmekten geçiyor. Bu anlamda; Google uzun yıllardır içerik oluştururken referans aldığımız en temel arama motoru ve hâlâ bir bakıma oyunun sahibi o. Hâl böyle olunca herkes Google tarafından yapılan “kaliteli içerik” tanımlarını takip etmeye, bu minvalde ilerlemeye çalışıyor. Örneğin, çok yeni bir haber olarak Google Helpful Content güncellemesi de bunlardan biriydi ve SEO uyumlu içerik dünyası bu defa bu güncellemeye odaklanmaya, buna göre hazırlık yapmaya başladı. Kimi zaman işler söylendiği gibi gitmese de genel olarak Google, kullanıcıların karşısına -aslında her arama motoru gibi- en alakalı, başarılı sonuçları çıkarmayı amaçlıyor. Bunun yolu da en az teknik SEO kadar kaliteli, başarılı, kullanıcıların sorularına doğru yanıt veren içerikler hazırlamaktan geçiyor. Evet, uzun bir giriş oldu. Peki tüm bunlar ekseninde Google EAT nedir ve bu kriterlere göre içerik yazımı neleri kapsıyor?

Google EAT Nedir?

Google EAT esasında 3 temel kavramın baş harflerinden meydana gelen bir kısaltma: Expertise, Authoritativeness ve Trustworthiness. Bunlar Türkçeye sırasıyla; uzmanlık, yetkinlik ve güvenilirlik olarak çevriliyor. Başka bir deyiş ile Google, bu 3 temel değere / metriğe göre hazırlanan ve paylaşılan içerikleri sıralama almak açısından ödüllendirebiliyor. Bildiğiniz gibi internete bir içerik koymak artık çocuk oyuncağı ve tam da bu nedenle kalite sorgulanabilir hâle gelebiliyor. Fakat Google’ın 3 temel metriğini ifade eden EAT faydalı içerik ile alakasız içeriği birbirinden ayırt etmeyi kolaylaştırıyor. İlk olarak 2011 yılında tanıştığımız Expertise, Authoritativeness ve Trustworthiness (Uzmanlık, Yetkinlik ve Güvenilirlik) Google’ın 2018 yılındaki Medic Update güncellemesi ile daha da popüler hâle geldi. Güncellemeye “Medic Update” adının verilmesinin arkasındaki neden de ilgi çekiciydi: Özellikle sağlık, finans, güvenlik gibi alanlardaki içerikler arasından, uzmanlarca hazırlanan içeriklerin ön plana çıkarılması amaçlanıyordu.

Google EAT kriterleri de bu minval üzerinden okunabilir. Buna göre Google, hazırlayıp paylaştığınız içerikler hakkındaki uzmanlığınızı, yetkinlik ve güvenilirliğinizi önemser. Örnek vermek gerekirse; sağlık alanındaki çeşitli Google sorgularımda genellikle hastanelerin internet sitelerini ilk sıralarda görüyorum ve bu sayfalardaki içerikler de genelde uzmanlarca yazılmış oluyor. Bu örnek Google EAT kriterlerinin çalışır durumda olduğunu gösteriyor. Güncel bir örneği de COVID – 19 üzerinden verebilirim. Google, COVID – 19 salgınının tavan yaptığı dönemde virüs ile ilgili yalan – yanlış bilgilerin arama sonuçlarında görünmemesi için kayda değer bir mücadele içerisine girmiştir. Bu durum, Google tarafından Your Money or Life (YMYL) ya paranız ya da hayatınız mottosu ile ifade edilir. Şayet okuduğunuz içerikte güvenilirliği zedeleyen bir unsur varsa bu, paranızı ya da hayatınızı etkileyebilir. Özetlemek gerekirse; EAT kriterleri, Google’ın “kaliteli içerik” noktasındaki sinyallerinden yalnızca biri ve belki de en önemlilerinden biri. Şimdi sırasıyla bu kriterleri açalım.

1. Uzmanlık (Expertise)

EAT’nin birincisi expertise, yani uzmanlıktan oluşuyor. Örneğin, mesleğinde yılları geride bırakmış bir moda tasarımcısının bir kombini incelemesi ile konuya o kadar da vâkıf olmayan birinin kombin incelemesi farklılaşacaktır. İçerik konunun uzmanlarınca yazıldığı zaman Google bunu fark edebiliyor. Yukarıdaki görsele bakarsanız, “C vitamini nedir” sorgusundaki ilk üç sıra çeşitli hastanelerin web sitesine ayrılmış durumda. Bununla beraber tabii ki Google nezdinde belirli bir konuda uzman olmanız için bir dereceye sahip olmanız şart değil. Bu açıdan konuyla alakalı bir lisans eğitimi ve diploması önem teşkil edebileceği gibi, okuyup araştırarak konu hakkında derin bilgi sahibi olmanız da kabul edilebilir. Örneğin, bir yemek tarifi içeriği hazırlamak için aşçılık okulunu bitirmek zorunda değiliz. Bunu, yapa yapa da öğrenebilir ve deneyimlerimizi içerik formatında paylaşabiliriz. Öte yandan, eğitimi ve deneyimi olmayan birinin beyin cerrahlığı hakkındaki uzmanlığı da gerçekçi değildir. Bu noktada içeriği hazırlayan yazarın uzmanlığı, içeriğin derece ve düzeyine göre değerlendirilir. Örnekleri artırmak mümkün: Beyoğlu’nu anlatan hoş bir blog yazısı okuyorsunuz fakat içeriğin yazarı Kanada’da yaşıyor ve yalnızca internette bulduğu bilgilerden derleme yapmış olabilir. İyi araştırılmış, özgün ve kaliteli bir içerik ise bu içeriğin yazarı da bir uzman statüsünde değerlendirilir. Maddelemek gerekirse:

  • Özellikle sağlık, finans gibi konu başlıklarındaki profesyonelliğin içerikte de kendini göstermesi önemli.
  • Verilen bilgilerin doğru olması, kullanıcıya fayda sağlaması çok önemli.
  • Bilgilerin sade ve anlaşılabilir bir üslupta olması katbekat önemli.

2. Yetkinlik (Authoritativeness)

“Otoriterlik” diye de geçen Authoritativeness, bu konu özelinde karşımıza “yetkinlik” olarak çıkıyor. Hemen açalım: İçeriğiniz üzerindeki hâkimiyetiniz, yetkinlik ve otoriteniz bu konu başlığında karşımıza çıkıyor. Burada yalnız içeriğin yetkinliği değil, internet sitesinin yetkinliği de büyük önem taşıyor. Harika bir haber içeriği hazırladınız fakat bunu güvenilirlik kazanmamış, şaibeli bir internet sitesinde yayımladınız diyelim. Çabalarınız muhtemelen boşa çıkacaktır. İnternet sitesinin tamamının kullanıcıların aradığı değerli içerikler ile dolu olması elzem. Bu, arama motoruna yetkinliğinizi gösterecektir. Aşağıdaki görseli inceleyin. Google’da “kolajen nedir” sorgulaması yaptım ve ilk sonuçlardan birine girdim. İlgili içeriğin yazarı altta paylaşılmış ve içeriğe dair çeşitli notlar da yer alıyor:

Önemli maddeler:

  • Yetkinlik için yazar, içerik ve internet sitesinin kendisi dikkate alınır.
  • Bilinen uzmanların içeriğinize bağlantı vermesi de bu noktada değer yaratır.

Özellikle yeni bir web sitesi açıyorsanız yetkinlik / otoriterlik konusunda zorlanacağınızı düşündüğünüzün farkındayım. Ne var ki yetkinlik metriğinden şaşmadan ilerlerseniz muhtemel başarıların kapılarını da bir bir açabilirsiniz. Şimdi gelin, son ve çok değerli bir diğer metriğe, güvenilirliğe bakalım.

3. Güvenilirlik (Trustworthiness)

Google EAT’nin üçüncü ayağı da pek tabii ki güvenilirlik. Burada neyi kastediyoruz? Paylaştığınız içeriklerin ve bilgilerin doğru ve güvenilir olmasından! Bu nedenle yayına aldığınız her içeriği kontrol etmeli, gerekirse bekletmelisiniz. İçeriğinize önce siz güvenin ki Google karşısında da “güvenilirlik” payesini almanız kolaylaşsın. Sahte bilgiler, “clickbait” dediğimiz tık tuzakları, dikkat çekici başlıklar ama onunla alakasız içerikler güvenilirliğinizi günden güne düşürecektir. Esasında ziyaretçileriniz, tüketicileriniz, kullanıcılarınız için zaten bu 3 değere sahip olmanız gerekiyor değil mi? Evet ama milyonlarca insanın içerik paylaştığı internet dünyasında bu değeri kendiliğinden korumak yeterince zor.

Mesela yukarıdaki görsele bakalım. İçeriğin yazarı hakkındaki kapsamlı biyografi hemen sol tarafta. Yazarın eğitimi, iş deneyimleri vs. burada yer alıyor. Hâliyle böyle bir konuda bu düzeydeki bir yazarın içeriği pekala güven verici olabilir. Güvenilirlik alanındaki önemli maddeler de şöyle:

  • Güvenilirlik metriğinde de yazar, içerik ve internet sitesi bir arada değerlendirilir.
  • İnternet sitenize SSL sertifikası ekleyebilirsiniz.
  • Kullanıcı yorumları, resmi belgeler, referanslar, kurumsal kimlik, varsa mağazaların fiziki konumları da paylaşılabilir. Örneğin, Trendyol’a ait alttaki görselde “fotoğraflı yorumlar” bölümü oldukça ikna edici.

“Google Algoritma Güncellemeleri, İsimleri ve Anlamları“ başlıklı yazımızı okumuş muydunuz?

Google EAT İle SEO Arasındaki Kesişimler Neler Olabilir?

Her şey! SEO dediğimiz optimizasyon çalışması içeriğin kendisiyle de ilişkili. Hiçbir kullanıcı, okuduğu / incelediği içeriğin yalan yanlış olmasını, kulaktan dolma bilgiler ile hazırlanılmasını istemez. Google da her daim içerik hakkında güncellemeler paylaşmayı sürdürüyor. Buna ek olarak EAT metrikleri, kullanıcı arayüzünün de bir karşılığıdır. Kullanıcıların sorgularına doğru yanıt veren, okunması ve takip edilmesi kolay içerikler zaten SEO’nun da temelinde olan kriterler. Günün sonunda e – ticaret sitesinden bloğa, haber sitesinden video platformuna kadar her mecradaki teknik işler, kullanıcının karşısına çıkacak içeriklerin daha iyi sunulmasına hizmet eder. Bir başka kesişim ise linklemede yatıyor. Farklı internet siteleri sizi referans gösteriyor ve size bağlantı veriyorsa bu, hem SEO hem de EAT açısından pozitif etki yaratır. Bununla beraber SEO’da arama motoru botları analiz yapar, EAT’de bu iş için görevlendirilmiş değerlendirmeciler vardır.

EAT Uyumu Demek Nitelikli Araştırma ve Yazım Demek

Uzmanlık, yetkinlik ve güvenilirlik payeleri kazanan bir içeriğin temelinde elbette doğru bir araştırma yatar. Ardından bu araştırmaların nitelikli bir şekilde içeriğe dökülmesi gerekir. Bu noktada kendi içerik hazırlama, konu araştırma metotlarınızı gözden geçirmeniz avantajınıza olabilir. Buna ek olarak EAT açısından öne çıkan internet sitelerini ve içerikleri de bir örnek olarak inceleyebilirsiniz. Expertise, Authoritativeness ve Trustworthiness (Uzmanlık, Yetkinlik ve Güvenilirlik) için bazı önerilerim şu şekilde:

  • Birden fazla kaynaktan bilgi edinin.
  • Elde ettiğiniz bilgiyi yazıya geçirmeden önce farklı kaynaklar ile doğrulayın.
  • Gerçekliğinden emin olmadığınız konuları pas geçin ya da emin olmadığınızı itiraf edin.
  • Uzman görüşlerini dinleyin ve not alın.
  • İçeriğinizin başından sonuna değin tutarlı olmasına özen gösterin.
  • Örneğin, bir ürünün nasıl kullanılacağı hakkında içerik hazırlayacaksanız resmî kullanım kılavuzunu bulmaya çalışın. Bunu yapamadığınız takdirde ürün incelemeleri videoları da benzer bir rol üstlenebilir.
  • Geriye anlaşılabilir bir içerik hazırlamak kalıyor.

YMYL Nedir?

Your Money or Life (YMYL) yani paranız ya da hayatınız mottosu Google’ın EAT metriğine dair temel anlayışıdır. Buna göre; güvenilirlikten uzak içerikler paranız ya da hayatınızı olumsuz yönde etkileyebilir. YMYL kapsamına giren konu başlıkları ise ağırlıklı olarak şu şekilde:

  • Haberler ve güncel hadiseler,
  • Finans,
  • Sağlık ve güvenlik
  • Hukuk,
  • Alışveriş

Google’ın Your Money or Life (YMYL) mottosuna göre paranızı ya da hayatınızı en çok etkileyecek içerikler bu konu başlıkları altında olanlar. Bu alanlardan herhangi birinde içerik yayımlayacaksanız EAT kriterlerine uymanız faydanıza olacaktır. Bir internet sitesi düşünün ki orada insanların fiziksel ve ruhsal sağlığını, finansal durumlarını, toplumsal refahını etkileyecek içerikler olsun. Bunlar YMYL standardının temel konularıdır.

YMYL Konularını Kapsamayan Kötü İçerikler Ne Olacak?

Öyle ya; akla böyle bir soru da gelebilir. Merak etmeyin; bu konuda da içeriğin kalitesi, doğruluğu, yetkinliği gibi değerler ön planda. Fakat YMYL kapsamına girenler kadar değil! Burada mevzuya şu açıdan bakmakta yarar var: Her içeriğin doğruluğu önemlidir ama YMYL kapsamına girenler daha önemlidir. Dolayısıyla bu bir öncelik sıralaması. İnsanların sağlık ve mutluluğunu, finansal istikrarını, alışveriş alışkanlıklarını, toplumun refahını etkileyecek konular varken bir basketbol maçı yorumlarının YMYL grubuna girmesi beklenmez. Fakat tükenmez kalem satan bir internet siteniz varsa da YMYL kapsamına girebilirsiniz. Çünkü kredi kartı ile online ödeme alıyorsanız insanların sitenize güvenmesi gerekiyor.

İpuçları: İçeriklerinizdeki EAT Uyumunu Nasıl Gösterebilirsiniz?

Expertise, Authoritativeness ve Trustworthiness (Uzmanlık, Yetkinlik ve Güvenilirlik) metrikleri ile uyumlu olmak için çeşitli püf noktaları da var. Bunlar, özellikle yeni internet siteleri için büyük fayda sağlayabilir:

  • Yazar biyografileri: Sitenizdeki her yazarın bir biyografi sayfası olsun. İçeriğin sahibinin imzası ve biyografisi de içeriklerin sonunda yer alsın. Görüldüğü üzere Kriko Blog’da hem bu içeriğin başında adımı görebilirsiniz hem de ayrı bir sayfada tatlı bir biyografimi.

  • Ulaşılabilirlik: Bulunmaz Hint kumaşı olmayın. İletişim bilgilerinize kolayca ulaşılabilsin. Bu bir telefon da olabilir aktif bir e-posta adresi de. Kullanıcılar iletişim bilgilerinizi bulmaya çalışırken deveye hendek atlatmasın. Ticari unvan, varsa Google Haritalar’daki yeriniz, çalışma saatleriniz gibi bilgiler de iletişimde yer alabilir.
  • İçerik denetimi: Modası geçmiş, demode, düşük kalite içerikleri kaldırın ya da güncelleyin.
  • Görsellik: İçeriklerinize alakalı görseller ekleyin.
  • Marka algısı: Markalaşmaya odaklanın. Bu da kurumsallığı ve dolayısıyla güvenilirliği doğurabilir.

“Evergreen İçerik (Zamansız İçerik) Nedir?“ başlıklı yazımızı okumuş muydunuz?

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*