UV ışığı kullananlar dikkat! Direkt DNA hasarına yol açıyor!

Geleneksel oje ile karşılaştırıldığında, jel varyantları hasara ve bulaşmaya karşı daha dayanıklı ve siz ojeyi tırnaklarınızdan çıkarana kadar parlaklıklarını koruyorlar. Hepsinden iyisi de eğer sabırsız biriyseniz jel manikürün kuruması için bir saat veya daha fazla beklemenize gerek yok. Bu faydaların tümü, ojenin kürlenme şeklinden geliyor. Ojenin doğal olarak kurumasını beklemek yerine, ellerinizi jelin içindeki kimyasalları harekete geçirerek sertleşmesine neden olan UV ışığının altına koyuyorsunuz.

UV ışığının tehlikeleri (özellikle bronzlaşma ortamlarında) iyi bilinmesine rağmen, daha önce bilim adamları, ojeleri hızlı kurutmak için kullanılan ultraviyole ışıkların insan derisini nasıl etkileyebileceğini incelememişti. Bronzlaşma yatakları hakkında bildiklerimizin burada da geçerli olduğunu düşünebilirsiniz, ancak manikür salonlarının kullandığı cihazlar farklı bir ultraviyole ışık spektrumu yayıyor. California San Diego Üniversitesi’nden bir grup araştırmacı, nadir görülen bir cilt kanseri türü teşhisi konan bir güzellik yarışması yarışmacısı hakkında bir makale okuduktan sonra cihazları incelemeye karar verdi.

UV ışığı kullananlar dikkat! Direkt DNA hasarına yol açıyor!

Araştırmacılar, insan ve fare hücrelerinin farklı kombinasyonlarını kullanarak, bir ultraviyole oje kurutucu ile 20 dakikalık tek bir seansın, bir petri kabındaki hücrelerin %30’a kadar ölmesine yol açtığını buldular. Art arda 20 dakikalık üç seans, maruz kalan hücrelerin %65 ila 70’inin öldüğünü gösterdi. Araştırmacılar, kalan hücreler arasında cilt kanseri hastalarında görülen mutasyonlara ek olarak mitokondriyal ve DNA hasarına dair kanıtlar gördüler.

Araştırmacılar Salı günü Nature Communications dergisinde yayınlanan bir çalışmada “Deneysel sonuçlarımız, UV-oje kurutucuların yaydığı radyasyonun el kanserlerine neden olabileceğini ve erken başlangıçlı cilt kanseri riskini artırabileceğini güçlü bir şekilde gösteriyor.” dedi. Ancak UV kurutma cihazlarının kullanımının cilt kanseri riskinde artışa yol açtığını kesin olarak söylemeden önce daha uzun bir epidemiyolojik çalışmaya ihtiyaç olduğu konusunda uyarıyorlar.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*