Ay, Dünyamıza gereğinden fazla yaklaşırsa ne olur? [İşte korkunç sebepleri]

Ay dünyamızın uydusu olarak her gece bizleri aydınlatıyor. Günümüz teknolojisiyle artık pekte uzak olmayan Ay’ın dünya’ya olduğundan fazla yaklaştığında ne olabileceğini hiç merak ettiniz mi? İşte sorunun yanıtı…

Ay gereğinden fazla yaklaşırsa olabilecek olan kötü senaryolar

Maine Üniversitesi’nden bir fizikçi olan Neil Comins, Ay’ın birdenbire Dünya’nın çok daha yakınına gelmesi durumunda çok büyük sellerin ve tsunamilerin olacağını söylüyor. Ay’ın dünyamıza en bilinen etkisi, okyanuslar üzerindeki yerçekimi kuvvetidir. Bu da her gün iki yüksek gelgitin ve iki düşük gelgitin oluşmasıyla sonuçlanır. Bu doğal bir süreçtir.

Eğer Ay Dünya’ya şu anki mesafesinin yarısı kadar uzakta olsaydı, gelgitler şimdikinden sekiz kat daha yüksek olur ve bunun sonucunda bazı büyük adalar tamamen sular altında kalabilirdi. Büyük nüfusa sahip kıyı bölgeleri, büyük ihtimalle yüksek gelgit yüzünden yaşanmaz olurdu.

Bununla birlikte, Ay birdenbire Dünya’ya şimdikinden iki kat daha yakın bir konuma gelseydi, yaratacağı etki bir çekiçle gonga vurmak gibi bir şey olabilirdi. Bunu şöyle açıklayalım: Ay’ın yerçekimi etkisinin aniden artmasıyla birlikte oluşan enerji dalgaları, dünyamızın genelinde yankılanacaktı.

Londra Queen Mary Üniversitesi’nde tarih ve sosyal Volkan bilimci olan Jazmin Scarlett, “Bu ani yerçekimi darbesi aslında yerkabuğunu etkileyecektir, bu da daha fazla depremi, daha fazla volkanik patlamayı tetikleyebileceği anlamına gelir” diyor.

Daha da kötü olanı ise dünyamızın dönüş hızını yavaşlatması diyebiliriz. Gelin açıklayalım;

Yerkabuğunu büküp, Dünya’nın dönüşünü yavaşlatabilir

Scarlett, Güneş Sistemi’ndeki volkanik açıdan en faal gezegen olan Jüpiter’in uydusu Io’yu bu konuya örnek gösteriyor. Io’nun volkanik mekanizması, Jüpiter’in ve diğer iki uydusunun yerçekiminin yarattığı itme ve çekmeden kaynaklanır. Ay birdenbire şimdiki mesafesinin yarısı kadar yakınımıza gelseydi, Dünya da benzer bir kaderi paylaşmış olacaktı.

Gezegenin kabuğunun aniden bükülmesiyle beraber (Bu bükülme, Ay’ın yer çekimi etkisiyle gerçekleşir), zamanla Dünya’nın dönüş hızında ciddi yavaşlamalar meydana gelir. Bunun sebebi, Ay’ın yerçekimi okyanusları kendisine doğru çekeceği için, okyanus tabanı ile su arasında gerçekleşen sürtünme, Dünya’nın dönüşünü yavaşlatır.

Dünya’nın dönüş hızı her yüzyılda saniyenin binde biri kadar yavaşlar. Şayet Ay şimdiki uzaklığının yarısı kadar yakınımızda olsaydı, Dünya’nın dönüşü daha da yavaşlar ve böylece günlerimiz ve gecelerimiz uzardı.

Eğer şanslıysanız aniden gerçekleşen bu depremlerden, volkanik patlamalardan, günlerin ve gecelerin uzamasından ve daha yüksek gelgitlerden kurtulabilseydiniz, en azından daha sık Güneş tutulmaları yaşandığını görebilirdiniz. Ay gökyüzümüzün daha geniş bir alanını kaplayacağından, Güneş’in önünden geçme ihtimalinin daha da yüksek olacaktı. Net biçimde olmasa da Ay’ın karanlık siluetinin çevresinde parlayan Güneş koronasını (dış atmosferini) bile görebilirdik, tabi hayatta kalabilseydik.

Peki bu mümkün mü?

Bunun olabilmesi için Ay’ı bize doğru itmesi adına tam olarak doğru zamanda ve doğru yerde Dünya’nın yakınından büyük bir asteroidin geçmesi gerekiyor. Elbette, eğer öyle bir şey olsaydı bile, şimdiki mesafenin yarısı kadar yaklaşması uzun yıllar sürer ve Dünya’ya olan etkileri hemen hissedilmezdi.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*