İkincisi, daha yaygın olarak omurga musluğu olarak bilinen invaziv ve ağrılı bir prosedür olan lomber ponksiyonu içerir. Bir doktor, hastanın beyin omurilik sıvısının bir örneğini almak için belin alt kısmına bir iğne sokar, daha sonra bir laboratuvar teknisyeni, numuneyi ilerleyici sinir hücresi kaybı ve aşırı amiloid ve tau proteini birikimi belirtileri açısından test eder. MRI taramaları daha az invazivdir ancak genellikle pahalıdır ve bu açıdan erişilebilirlik sorununa sebep olur: her topluluğun teknolojiye erişimi yoktur.
Alzheimer hastalığını teşhis etmek için bir sonraki en iyi araç ise bir kan testidir. Bazıları anormal tau proteini sayımlarını tespit edebilirken, nörodejenerasyonun belirgin belirtilerini tespit etmede daha az etkilidirler.
Alzheimer hastalığını için büyük umut!
Ama bu yakında değişebilir. İsveç, İtalya, Birleşik Krallık ve ABD’den araştırmacılardan oluşan çok uluslu bir ekip, yakın zamanda geliştirdikleri antikor bazlı yeni bir kan testinin detaylarını bu hafta Brain dergisinde yayınladı. Yeni test, Alzheimer hastalığına özgü beyin kaynaklı tau proteinlerini tespit edebiliyor. 600 hasta üzerinde yapılan bir çalışmanın ardından ekip, testlerinin hastalığı diğer nörodejeneratif hastalıklardan güvenilir bir şekilde ayırt edebildiğini buldu.
Pittsburgh Üniversitesi’nde psikiyatri profesörü ve çalışmanın ortak yazarlarından biri olan Dr. Karikari, The Guardian’a yaptığı açıklamada, bu buluşun diğer araştırmacıların Alzheimer tedavileri için daha iyi klinik deneyler tasarlamasına yardımcı olmasını umduğunu söyledi. “Bir kan testi daha ucuz, daha güvenli ve uygulanması daha kolay ve Alzheimer’ın teşhisinde ve klinik araştırma ve hastalık izleme için katılımcıları seçmede klinik güveni artırabilir” dedi. Test sizin hastanenize ulaşmadan önce yapılacak daha çok iş var. Başlamak için ekibin, farklı etnik kökenden gelenler de dahil olmak üzere çok çeşitli hastalarda işe yaradığını da doğrulaması gerekiyor.
Bir yanıt bırakın