Son dönem filmlerinde sıkça karşımıza çıkan dünyayı saran felaket konulu film serileri hız kesmenden devam ediyor. The Swarm’da onlardan biri.
Filmin konusuna gelecek olursak; Bekar bir anne olan Virginie Hebrard (Suliane Brahim), geçimini sağlamak ve iki çocuğunu, genç kızı Laura’yı ve küçük oğlu Gaston’u desteklemek için çiftliğinde bir sürü yenilebilir çekirge yetiştirir.
Virginie, perakendecilik için gerekli miktarda çekirge üretemediği için borç içindedir. Her geçen gün bu miktar azalır ve böcekler neredeyse hiç yumurta bırakmaz. Virginie ile duygusal bir ilişkisi olan Karim, ailesinin hayatta kalması için ona borç para verir. Aldığı bu borç parayı en kısa zamanda ödemek için daha fazla üretim yapmaya başlamak istemedi ise onu kaçınılmaz sona doğru götürür.
Pazar günü için müthiş bir film önerisi!
Laura, annesini çiftliği satmaya ve yeni bir yere taşınmaya ikna eder, çünkü utanç verici çekirge üremesi onu kolejinde alay konusu yapar. Virginie, ilk başta bu fikirden hoşlanmasa da iflasın dehşeti yaklaştıkça aklını kaybeder. Hayal kırıklığı içinde Virginie, derme çatma Geodesic Dome’u yok eder ve yanlışlıkla elini yaralar. Daha sonra çekirgelerin dökülen kanıyla beslenmeye başladığını ve çok geçmeden sağlıklı yumurtlamaya başladığını fark eder ve sonrasında gelişen olaylar şaşırtıcı olmaya başlar.
Film aslında birçok bakından ders niteliğinde. Hep daha fazlasını isteme, doyumsuzluk ve irade zayıflığı izleyenleri rahatsız edici seviyeye ulaşmış durumda. Hafta sonu için değişik bir deneyim yaşamak isteyen izleyiciler The Swarm içeriğine Netflix platformundan ulaşabilir.
Bir yanıt bırakın